Akıl – Gönül Dengesi

“AKIL” deyince, ağırlığı + hacmi olan kafatası içersinde bulunan MADDESEL bir organımız hatırlanıyor. Bilim ağırlığı yerine en çok hacmi olan beyin’e sahip olanımıza AKIL’ lı diyor.

Pekiyi, aklı en iyi şekilde kullanan nasıl bir BEYİN YARARLI’dır.

Evet, CANLAR “ EN YARARLI BEYİN BOŞ OLAN ”dır.

Lütfen, olur mu böyle şey demeyiniz.
Bakınız, beynimizi doldurduğumuz tüm saçmalıklardan , (toplumsal, bireysel, kavramsal, kuramsal, v.s. gibi) gürültülerden arınıp, boşaltıp, kurtulabilirsek o zaman aklımızı yararlı kullanabiliriz dersem, ne dersiniz?

Kavram ve kurallarla dolu olan beynimizin bizi denetlemesine mani olmadıkça içimizden geldiği gibi düşünemiyor, söyleyemiyor, davranamıyor ve de kendimiz olamıyoruz.

DÜŞÜNÜNÜZ…

Öz aklımız özgürlüğe kavuşmadıkça yaşam boyu, her yaş döneminde bireysel ya da toplumsal nedenlerle kendimiz değil, koşullandırılmış beynimizin üreteceği aklın esiri oluyor, söz, yazı, davranış ve yapıtlarımız ile yaşamımızda sergiliyoruz.

Ya “GÖNÜL” deyince;
Tüm HİSLERİ ’i içeren bir mana bütünlüğü akıla geliyor.
Neş’e, gözyaşı, telaş, heyecan, yüzdeki ifade, duruş, el-kol hareketleri, ses tonu, v.s. gibi davranışların tümü ile hisler ifade ediliyor.

O halde, maddesel ortam içersinde varolan mana eşliliğindeki düşünce ve davranışlar, boş olan beyin tarafından akıl ve gönül beraberliğinde yerinde kullanılabiliyorsa, akılcı zihin ile duygusal zihnin denge hali ile insan kendisi olabiliyor dersem, NE DERSİNİZ?

İşte AKIL – GÖNÜL DENGESİ ’ni kurabilen şartlanmışlıktan arınmış, iç-dış çatışmasını tamamlamış, kendisi ve herkes ile barışık, hoş görülü, beklentisiz, kabullenen birey huzur ile yaşamasını başarabiliyor.

Ben ve diğerleri diye bir ayırım yapmıyor.

Tarafsız, çıkarsız, dürüst, araştırmacı, yardım sever, devamlı kendini yenileyen birey hiçbir şeyin sahibi olmadığını unutmuyor.

Bilgi ve mana zenginliğine saygı duyan, tebessümünü her zaman yüzünden eksiltmeyen, yaşamı yaşanılan dünya içersinde çözebilen, sevgi dolu kendi oluyor.

AKIL – GÖNÜL DENGE’ si içersinde huzurlu bir yaşam dilerim.

Sevgilerimle,
Avni baba